Alara Berru Kapdan’dan
.
Çantamın içine attığım anahtarımı arıyorum.
Soğuk bir gecedeyim,
beni üşütünenin gecenin ayazı değil,
yokluğunun olmasına hala alışamadım.
.
Merak etme taşınamadım evimizden,
bırakamadım
mahallenin bakkalını,
kasap fazılı,
alt komşu müberra teyzeyi…
.
Uzun zamandır evsizim,
etrafımda
bir
iki
üç
dört
tam dört duvarla çevrili bir yerde yaşıyorum.
.
Sen gittiğinden beri saymaya başladım her şeyi,
tam dört duvar,
takvimde üç ay,
masada iki tabak,
banyoda bir diş fırçası.
.
Yokluğuna sayıyorum bıraktıklarını.
Fark ettin mi gidince azalıyor her şey.
Bizlerin yerini sizler alıyor,
Tanıdık simalar yok oluyor
yerini yabancılar dolduruyor.
Kavanozlara isim yazman saçma
deneyerek öğrenmeliyiz derdin.
her şeyin tadına az biraz bakmalı,
yaşamak gibi.
ne zaman tuz ne zaman şeker geleceğini bilemezsin.
haklıymışsın, şimdi anlıyorum.
.
Ben bizim çorbamızda tuzum olsun isterken,
çorbayı şekerli yapmışım da
sen ses çıkarmamışsın.
.
Yağmur yağınca akıtıyor hala tavan,
yaptırmıyorum ama ben.
Sen olsaydın bir susmadı şu! derdin
bense maksat evde ses olsun diyorum.
.
Evde ses olsun diyorum.
Evde sen olsan diyorum.
.
Biliyorum ben artık sensizim
sen – siz
ev -siz – im.
Ama,
yine de biraz daha kalamaz mısın?